- İĞRETİ
- t. Ödünç, borç, kendi malı olmayan. Yerli ve sabit olmayan, muallak gibi duran. * Muvakkat, bağlı bulunmayan, geçici. * Fıtrî olmayan, sahte, sun
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
Yeni Lügat Türkçe Sözlük . 2009.
külüg — iğreti I, 391 ünlü, şanlı . II I, 212 § külüg bilge; ünlü şanlı . II I, 212 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ARİYETEN — İğreti olarak, emâneten mânasında kullanılır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
γρεντής — και γρετής και εγρετής, ο προσωρινός, έκτακτος, αργόμισθος. [ΕΤΥΜΟΛ. < τουρκ. eğreti ή igreti «προσωρινός, έκτακτος» (πρβλ. γρετίδικος)] … Dictionary of Greek
γρετίδικος — και γρετίτικος και εγρετίδικος, η, ο 1. (για πράγματα) κινητός, πρόσθετος 2. (για πρόσωπα) προσωρινός σε μία υπηρεσία 3. (για καταστάσεις) προσωρινός, επισφαλής. [ΕΤΥΜΟΛ. < τουρκ. eğreti ή iğreti «προσωρινός, έκτακτος» (πρβλ. γρεντής)] … Dictionary of Greek
ARİYE — (Ariyet) Geri verilmek üzere alınan, iğreti. Bir kimsenin geri almak üzere, karşılıksız olarak başkasının faydalanmasına terk ettiği mal. Kullanılmak üzere alınan emanet mal … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AŞEVİ — Yoksullara parasız olarak yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane. * Para ile yemek yenilen yer, lokanta. * Düğün gibi toplantılarda, yemekleri hazırlamak için iğreti mutfak olarak kullanılan yer. * Bazı tekkelerde yemek pişirilen yer … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜSTEAR — (Ariyet. den) Kendi malı olmayan, iğreti alınmış, emâneten alınmış olan. * Kendini belli etmemek için kullanılan takma bir isim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİARE — Ariyet istemek. Ödünç almak. Birinden iğreti bir şey almak. * Edb: Bir kelimenin mânasını muvakkaten başka mânada kullanmak; veya herhangi bir varlığa, ya da mefhuma asıl adını değil de, benzediği başka bir varlığın adını verme san atına istiare… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük